UKRAYNA ÜZERİNDEN SOĞUK SAVAŞ’A DOĞRU

24 Ocak 2022 12:55 Mehmet DEMİRKAN
Okunma
353
UKRAYNA ÜZERİNDEN SOĞUK SAVAŞA DOĞRU


UKRAYNA ÜZERİNDEN SOĞUK SAVAŞ’A DOĞRU  

Mehmet DEMİRKAN

Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesinde Rusya yanlıları ile Ukrayna birlikleri arasında gerilim bir anda Soğuk Savaş rüzgârları estirmeye başladı. Kiev Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığdığını iddia etti, Moskova ise Ukrayna'yı provokasyonla suçlayarak, "iç savaş" uyarısı yaptı. ABD'den de Ukrayna'ya destek açıklaması geldi. Gerilim 2021 yılının son günlerinde yatışsa da bu sorunun aşılması çok da mümkün gibi görünmüyor. Büyük gerilim Amerika Birleşik Devletleri (ABD) istihbarat yetkililerinin Rusya'nın tahmini olarak 175 bin askerini Ukrayna sınırına yakın çeşitli noktalara konuşlandırıldığını ve bunların neredeyse yarısının 2022'de başlayacak olası bir askerî çıkarmaya hazırlık olduğunu açıklaması ile başladı. Ukrayna Savunma Bakanlığı da, Rusya Kara Kuvvetleri birliklerinin, Ukrayna sınırının yaklaşık 260 kilometre kuzeyindeki Yelnya kasabası yakınlarında olduğunu kaydetti. Moskova ise Ukrayna'nın doğusunda askerlerinin varlığını yalanlayarak kendi topraklarında konuşlanmaların kimseyi ilgilendirmemesi gerektiğini açıkladı. Asker sayıları ve yerleri hakkında herhangi bir ayrıntı da vermeyeceğini kaydetti. Moskova açısından asıl sorun Ukrayna’nın NATO’ya katılma arzusu. Putin, Ukrayna'nın NATO'ya katılmasının Moskova için bir kırmızı çizgi olduğunu şiddetle vurguluyor. Bazı NATO üyelerinin Ukrayna'da askerî eğitim merkezleri kurma planlarından duyduğu endişeyi de sık sık dile getiriyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise ısrarla Ukrayna'nın ittifak üyeliğinin NATO ve Kiev'in vereceği bir karar olduğunu söylüyor. Rus nüfus ve Rusya yanlılarının ağırlıkta olduğu Donbas bölgesinde (Donetsk ve Lugansk) tek taraflı bağımsızlık ilan edilmesinin ardından, Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında çatışmalar 2014'ten bu yana devam ediyor. 7 yıldır süren çatışmalarda 14 bin kişi hayatını kaybetti.
SAVAŞIN EŞİĞİNDE BİDEN-PUTİN GÖRÜŞMESİ
Ukrayna'daki gerilim öylesine arttı ki, ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yüz yüze görüşmek zorunda kaldı. İki lider görüntülü konuşma gerçekleştirdi. Güvenli bir video ağı üzerinden organize edilen toplantıda, Moskova ve Washington'dan yapılan açıklamalara göre hayati önem taşıyan bir karar alınmadı. Görüşmenin ardından Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Biden'ın görüşmede Ukrayna sınırına yoğun Rus askerî takviyesi yapılmasından duyduğu derin endişeyi dile getirdiği belirtildi. ABD Başkanı'nın Rus mevkidaşını "sert ekonomik önlemler alabilecekleri" konusunda uyardı. Görüşmenin ardından ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Washington'ın mecbur kalması durumunda sert önlemler alma konusunda hazırlıklı olduğunu söyledi. 2014'te Rusya'nın Kırım'ı ilhak ettiği dönemi kastederek "2014'te yapmadığımız şeyleri bugün yapmaya hazırız." dedi. Putin ise Ukrayna'ya saldırmayacağını, Kiev yönetimini NATO'nun kendisini koruması için genişlemesi yönünde beklentiye girerek ve Rus sınırına yakın bölgelerde ağır silahlar konuşlandırarak "provokasyon yapmakla" suçladı. Kremlin'den yapılan açıklamada, Putin'in Biden'a, "NATO'nun Ukrayna topraklarını ele geçirmek için attığı adımlardan ve ülkedeki askerî kapasitesini artırmasından kaynaklanan gerilimden Rusya'nın sorumlu tutulamayacağını söylediği" belirtildi.
DÜŞMAN KARDEŞLER; RUSYA-UKRAYNA
Ruslar ve Ukraynalıların aynı dili konuşuyor. Aynı kültüre, dinî inanca, ortak tarihsel geçmişe ve akrabalık ilişkilerine sahipler. Ancak bu iki halk, son yıllarda giderek dozu artan siyasi gerilimin gölgesinde giderek birbirlerinden daha fazla uzaklaşıyor. Ukrayna ve Rusya'nın tarihsel kökeni Ukrayna'nın başkenti olan Kiev'e dayanıyor. Kiev; 882-1132 yılları arasında hüküm süren, Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna'nın atası sayılan Kiev Knyezliği'nin (Kievskaya Rus) başkentiydi. 12 ve 13. yüzyıllarda Kiev Rusya’sının dağılarak bağımsız prenslikler hâline gelmesiyle, Ukrayna'nın toprakları Moskova ve Belarus'un hâkimiyetine girdi. Hem Ruslar hem Ukraynalılar "Kievskaya Rus"u kendi tarihlerinin parçası olarak görüyor. Sovyetler Birliği topraklarında 1932-1933 yıllarında başta Ukrayna, Belarus, Kuzey Kafkasya, Volga, Güney Ural, Batı Sibirya ve Kazakistan'ın kuzeyinde kitlesel ölümler yaşandı. Bunun sebepleri ile ilgili tarihçiler ikiye bölünmüş durumda. Bir bölümüne göre ölümlerin nedeni, başta salgın hastalıklar, kısmen kuraklık sonucu yaşanan kıtlık ve tarım politikalarında hayata geçirilen dönüşümle ortaya çıkan sorunlar. Diğer görüşe göre, 1932-1933 yılları arasında yaşanan ölümlerin nedeni, Sovyetler Birliği'nin Ukrayna halkına karşı uyguladığı "soykırım". Ukrayna’da her yıl kasım ayının son cumartesi günü "Holodomor (açlık felaketi) kurbanları" anılıyor. Bu bölgelerde hayatını kaybedenlerin sayısı ile ilgili de çok çelişkili veriler bulunuyor. Kimilerine göre 1 milyonun altında, kimilerine göre 7-8 milyon kişi yaşamını yitirdi. Sovyetler Birliği'nde 1990'lara gelinirken "yeniden yapılanma" adı altında yaşanan çözülme sürecinde, diğer ülkelerinde olduğu gibi Ukrayna'da da milliyetçi dalga yükselişe geçti. Ukrayna, 24 Ağustos 1991 tarihinde Sovyetler Birliği'nden ayrıldı. Leonid Kravçuk, ülkenin ilk devlet başkanı oldu. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası ilk yıllar, Ukrayna ve Rusya arasında Kırım'daki Karadeniz Filosu'yla ilgili anlaşmazlıklara sahne oldu. Ekim 1991'de önce Ukrayna Parlamentosu Verhovnaya Rada, ardından Devlet Başkanı Kravçuk, filonun Ukrayna'nın kontrolüne geçmesi kararını onayladı. Bundan kısa süre sonra Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Karadeniz Filosu'nun Moskova'ya bağlı olduğunu öngören kararnameyi imzaladı. 23 Haziran 1992 tarihinde iki ülke devlet başkanları, filonun önce ortak yönetilmesi, üç yıl sonra ise paylaşılması yönünde anlaşmaya vardı. Ancak kısa süre sonra gerilimi tırmandıran ilk olay yaşandı. 1992'nin Haziran ayında Ukrayna bayraklı devriye gemisi SKR-112'nin Odessa'ya gitmesi sonrası taraflar silahlı çatışmanın eşiğinden döndü. İki ülkenin Amiral Kuznetsov uçak gemisini paylaşamaması gerginliği iyice artırdı. Bir süre sonra suların durulmasıyla taraflar yeniden masaya oturdu. İki ülke Devlet Başkanları Boris Yeltsin ile Leonid Kuçma, Rus Karadeniz Filosu'nun 2017 yılına kadar Kırım'da kalmasını ve iki ülke arasında dostluk, iş birliği ve partnerlik öngören anlaşmayı 1997 yılında imzaladı. Bu anlaşmayla iki ülke resmî olarak birbirlerinin sınırlarını tanıdı. Anlaşma 2008 yılında 10 yıllığına uzatıldı. Karadeniz'in üzerinde 2001 yılında Rus yolcu uçağının düşürülmesi, iki ülke arasında yeni bir gerginliğe sebep oldu. Rusya, 88 yolcusuyla birlikte Tel Aviv-Novosibirsk seferini yapan TU-154 tipi uçağın, Ukrayna'nın tatbikatı sırasında S-200 roketiyle vurulduğunu açıkladı. Ukrayna resmî olarak olayın sorumluluğunu üstlenmedi. Ukrayna'da 2001 yılında muhalif gazeteci Georgiy Gongadze'nin öldürülmesiyle başlayan siyasi kriz, Rusya yanlısı Devlet Başkanı Kuçma'nın ses kayıtlarının ortaya çıkmasıyla derinleşti. "Kuçmasız Ukrayna" sloganıyla ülke genelinde patlak veren kitlesel protesto gösterileri yer yer güvenlik güçleri ile çatışmalara dönüştü. 2002 Seçimlerinde, Ukrayna Komünist Partisi ilk defa %20 oy ile birinciliği kaptırdı. Viktor Yuşçenko'nun liderliğindeki Batı yanlısı "Bizim Ukrayna (Naşa Ukrayna)" Bloku seçimden zaferle çıktı. 2004 Devlet Başkanlığı Seçimleri Ukrayna tarihinde önemli bir kırılma noktası oldu. Dönemin Başbakanı Viktor Yanukoviç'in karşısına, muhalif güçleri etrafında toplayan ve Batı'nın desteğini arkasına aldığı yorumları yapılan, "Naşa Ukrayna" Bloku Lideri Viktor Yuşçenko aday olarak çıktı. Seçimin ikinci turunda, Rusya yanlısı Yanukoviç %49,4, Yuşçenko % 46,6 oy alınca büyük karışıklık çıktı. Uluslararası gözlemcilerin seçimlerde ciddi ihlal ve hileler olduğunu öne sürmesiyle Yuşçenko, taraftarlarına sokağa çıkmaları çağrısı yaptı. Ardından, Kiev'deki Bağımsızlık Meydanı başta olmak üzere ülkede kitlesel gösteriler patlak verdi. Yuşçenko'nun seçim kampanyasında turuncu rengi kullanmasından dolayı bu olaylar "Turuncu Devrim" olarak adlandırıldı. Gösterilerin büyümesi üzerine seçim sonuçları geçersiz ilan edildi ve oylamanın tekrarına karar verildi. Yeniden yapılan seçimlerde Batı destekli Yuşçenko % 51,9 oy alırken, Rusya yanlısı Yanukoviç'in oyları %44,2'de kaldı. Böylece Yuşçenko ülkenin yeni devlet başkanı oldu. Batı yanlısı Yuşçenko iktidarının ilk yılında iki ülke arasında doğal gaz krizi patlak verdi. Uzun süren müzakerelerin sonunda Ukrayna, Rus gazının fiyatını iki kat artıran anlaşmayı imzaladı. 2010 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde ise Yuşçenko'nun oyları %5'e kadar düşerken, bir önceki seçimleri kaybeden Rusya yanlısı Yanukoviç, bu sefer en yakın rakibi "Turuncu Prenses" lakaplı Yuliya Timoşenko'yu mağlup ederek devlet başkanlığı koltuğuna oturdu. Ukrayna'nın Harkov kentinde dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev ile masaya oturan Yanukoviç'in, Karadeniz Filosu'nun Kırım'da bulunma süresini 2042 yılına kadar uzatan anlaşmaya imza attı. Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç iktidarının Kasım 2013'te Ukrayna-AB Ortaklık Anlaşması'nı imzalamayı reddetmesi üzerine Kiev'de başlayan olaylar, Ukrayna'yı tarihinin en büyük kaosuna sürükledi. Kiev'de Rusya yanlısı Yanukoviç'in iktidardan inmesi talebiyle patlak veren kitlesel protesto eylemleri, polis ve göstericiler arasında silahlı çatışmalara dönüşerek başkenti savaş alanına çevirdi. Çoğunluğu radikal milliyetçilerden oluşan eylemciler ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 100'ü aşkın kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Olayların ardından Yanukoviç ülkeyi terk ederken, Batı destekli muhalefet iktidara geldi. Bunun ardından da Kırım, Rusya tarafından ilhak edildi. Ukrayna içindeki kaos da büyüdü. Rus nüfusun ve Rusya yanlılarının ağırlıkta olduğu ülkenin doğusundaki Donbass bölgesinde (Donetsk ve Lugansk), büyük ölçüde Moskova destekli milis örgütlenmeleri ile Batı'nın desteklediği Kiev yönetimi arasında silahlı çatışmalar baş gösterdi. Bölgeyi kan gölüne çeviren çatışmalarda, önemli bölümünü sivillerin oluşturduğu on binlerce kişi hayatını kaybetti. Bölge nüfusunun ciddi bölümü göç etti. Şehirlerin altyapıları büyük zarar gördü. Rusya destekli Donetsk ve Lugansk "halk cumhuriyetleri" Kiev'den tek taraflı bağımsızlıklarını ilan etti.
STRATEJİK BÖLGE KIRIM YARIMADASI
Kırım, 1783' yılında Çariçe Katerina zamanında Osmanlıdan Rusya yönetimine geçti.  Sovyet Lideri Nikita Kruşçev, 1954 yılında Kırım'ı Ukrayna'ya hediye edene kadar yarımada Rusya'ya aitti. Kendisi de Ukrayna kökenli olan Kruşçev, Rusya'nın hâkimiyeti altına girişinin 300'üncü yıl dönümünde Kırım'ı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne verdi. Her iki ülke de Sovyetler çatısı altında olduğu için o dönem fazla önemsenmeyen bu karar, SSCB'nin çökmesinin ardından Moskova ve Kiev için ciddi önem kazandı. Büyük önem verdiği Karadeniz Filosu'nun, Batı'ya yakınlaşma riski bulunan Ukrayna'da kalması Rusya'yı kaygılandıran bir konu hâline geldi. Nüfusunun çoğunluğu Ruslardan oluşan yarımada 2014 yılında yapılan referandum sonucu Rusya'ya bağlandı.
BÖLGEDE BARIŞ MÜMKÜN MÜ?
Rusya-Ukrayna ilişkileri Kırım'ın ilhak edildiği 2014 yılından bu yana çok gergin. Kiev, Rusya'yı ülkenin doğusunu ve Kırım'ı "işgal etmekle" suçluyor. Ukrayna yasalarında Rusya, "saldırgan ülke" olarak tanımlanıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy de, Rusya'nın ilhak ettiği Kırım'ı kurtarmayı amaçlayan Askerî Güvenlik Stratejisini onayladı. Ukrayna bir yandan da NATO üyesi olma niyetinde. Bütün bu gelişmeleri Moskova’nın şahini Putin’in içselleştirme imkânı yok. Bölgede suların durulma ihtimali de imkânsıza yakın.
Mehmet DEMİRKAN