ÜLKÜCÜLER ATSIZ'I UNUTMUYOR

“ Tarihçi, edebiyatçı ve fikir adamı Hüseyin Nihal Atsız, ölümünün 41. yılında başta Gazi Üniversitesi olmak üzere tüm üniversitelerde anıldı. „

25 Şubat 2017 20:15
Okunma
2442
ÜLKÜCÜLER ATSIZI UNUTMUYOR

YENİ DÜŞÜNCE -Büyük tarihçi, edebiyatçı ve Türkçülük fikrini ilmî temellere oturtan Hüseyin Nihal Atsız, ölümünün 41. yılında başta Gazi Üniversitesi olmak üzere tüm üniversiteler ve Ülkü Ocaklarında anıldı.

Hayatını Türkçülük davasına adayan Atsız, 11 Aralık 1975’te hayata gözlerini yummuştu. Özellikle Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor ve Ruh Adam adlı romanları ile Ülkücü camiada büyük beğeni kazanan Atsız'ı unutmayan yüzlerce Ülkücü, İstanbul'daki Karaca ahmet Mezarlığı'n daki kabri başında tören düzenledi. Atsız Ata'nın kabri başında Kur’an-ı Kerim okundu veardından Türk gençlerine bıraktığı müktesebat ile ilgili konuşmalar yapıldı.Ardından Karacahmet Camii'nde toplu şekilde kılınan ikindi namazından sonra programa son verildi.

Gazi Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Topluluğu da Atsız için panel düzenledi. 75. Yıl Konferans Salonu'nda yapılan panelde Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İlhami Durmuş ve Prof. Dr. Salim Koca, Hüseyin Nihal Atsız’ı anlattı.

Durmuş, Türk tarihi üzerinde üç kuşaktır yapılan çalışmalar sayesinde geçmişte "mesele" sayılan konuların "mesele"olmaktan çıktığını söyledi. Durmuş, yeni kuşak Türk tarihçilerinin artık daha sağlam temeller üzerine basarak konuların kılcal damarlarına daha iyi ine bileceklerini sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Koca da Türk tarihinin ilmî olarak yazılmasının yanı sıra tiyatrolarının, romanlarının ve destanlarının da kaleme alınması gerektiğini kaydetti. Bu vesileyle Atsız’ın çok yönlü kişiliğine vurgu yapan Koca, Hunlar ile Osmanlılar arasında geçen uzun tarihî süreci ele alırken Atsız’ın tarih çalışmalarından da bahsetti.  Koca, Türklerin İslam’a geçiş sürecini değerlendirirken Abbasilerin ve Gaznelilerin kullanmış olduğu “gulam”sisteminin günümüzde oluşmuş olan biat anlayışına zemin hazırladığını ifadeetti.

Panelde daha sonra yapılan konuşmalarda Atsız'ın hayatı,siyasi ve edebî fikirlerinin önemi anlatılırken, düşüncelerinin hâlâ gündemde olduğu vurgulandı.

Hüseyin Nihal Atsız’ın Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdikten sonra Fuat Köprülü’nün asistanı olduğu, öğrenimi süresince Zeki Velidi Togan’dan almış olduğu tarih dersleri ve asistanlığı sırasında yaptığı tarih çalışmaları sayesinde sadece bir dilci ve edebiyatçı değil, aynı zamanda tarihçi de olduğu belirtildi. Hüseyin Nihal Atsız’ın fikir adamı olma vasfına ve hayatı boyunca çektiği çilelere de değinen konuşmacılar, Atsız’a dair anılarını da paylaştı.

70 Yıllık ÖmrünüTürklük Davasına Adadı

12 Ocak 1905’te İstanbul Kadıköy‘de doğan Hüseyin Nihal Atsız, 15 Mayıs 1931‘den 25 Eylül 1932 tarihinde Atsız Mecmua’yı çıkardı.Hayatını davasına adadı Mehmet Fuat Köprülü, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnangibi edebiyat ve tarih bilginlerinin de içinde bulunduğu bir kadro ile yayın hayatına atılan bu "Türkçü ve Köycü" dergi, devrinde ilim, fikir ve sanat alanında büyük tesir yaratan Türkçü bir çığır açtı. Böylece Cumhuriyet Devri Türkçülüğünün öncü ismi oldu. Sürekli olarak iktidarın millî olmayan davranışlarını en sert şekilde eleştirdi. Bu yüzden öğretmenlik yaptığı okullarda şehirden şehire sürüldü. Ancak bütün bunlar onu mücadelesinden ayıramadı. İstanbul’dan Malatya’ya, Malatya’dan Edirne’ye üst üste sürgünler yedi. 3 Mayıs 1944 olaylarına sebep olan Sabahattin Ali‘ ye "vatan haini" dediği için 6 aya mahkûm edilen Atsız‘ın cezası hâkim tarafından"millî tahrik" gerekçesi ile 4 aya indirildi. Bu 4 aylık bu ceza da ertelendi. Atsız, cezasının ertelenmesine rağmen 9 Mayıs 1944 tarihinde mahkemenin kapısından çıkarken tevkif edildi. İşkence gördü. 19 Mayıs 1944 törenlerinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Nihal Atsız ve arkadaşlarını ağır şekilde eleştiren nutkunu söyledi. Bu nutuk üzerine de Atsız ve içlerinde Başbuğ Alparslan Türkeş’in de bulunduğu 34 arkadaşı tutuklanarak Sansaryan Han’daki tabutluklarda işkence gördü. İstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılandı. Atsız ve arkadaşlarının davası 31 Mart 1947 tarihinde sonuçlandı ve tüm sanıkların beraatına karar verildi.

Hüseyin Nihal Atsız, 1975 yılının Kasım ayının ortalarında hasta olduğundan şüphelendi ancak yapılan muayene ve testler sonucunda bir hastalık bulunamadı. 10 Aralık 1975 Çarşamba gününün akşamı kalp krizi geçirdi.Evine gelen doktor enfarktüs olduğunu anlayamadı. Ertesi akşam Atsız yeni birkriz geçirdi ve 11 Aralık 1975 Perşembe günü vefat etti. Yıllarca Türkçülük mücadelesini sürdüren, yüz binlerce Ülkücü gencin yetişmesinde emeği olan Atsız, 11 Aralık 1975’te kendi deyimi ile "uçmağa vardı". Kurban Bayramının ilk günü Kadıköy Osman ağa Camii’n de kılınan ikindi namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedildi.

Hüseyin NihalAtsız’ın Eserleri

Türkçülüğün öncülerinden olan Hüseyin Nihal Atsız, Turancı çevreler tarafından aynı zamanda güçlü

bir Türkolog olarak kabul ediliyor. Bu çevrelere göre Türk dilini, tarihini ve edebiyatını gayet iyi bilen Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk kısmında uzmanlaştı. Çok sevdiği bu devreyi Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor adlı iki eser ile romanlaştırdı. Deli Kurt adlı romanı Osmanlı tarihinin ilk devrelerinin romanlaştırılmış şeklidir. Ruh Adam’daki Selim Pusat’ın şahsiyetinde Atsız’ı görürüz. Ruh Adam’ın devamı olarak Yalnız Adam ‘ı yazacağını söylüyordu. Yine yazacağını bildirdiği bir eseri de Bozkurtlar Serisi’nin 3. cildi idi. Yayınlanmamış eserlerinin içerisinde “II.Mahmut’ tan Günümüze Kadar Osmanlı Hanedanı Tarihi” adlı bir eseri de bulunuyor.Atsız’ın şiirleri “Yolların Sonu” adı ile kitap halinde basıldı.

Atsız’ın, “Dalkavuklar Gecesi, Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor ve Deli Kurt” adlı romanları ise Ülkücüler tarafından en çok beğenilen eserleri arasında yer alıyor.